6 Ağustos 2014 Çarşamba

BRUKSEL - BRUSELLS

Avrupa Birligi'nin baskenti olan Bruksel'i gormeyi 2 yildir istiyordum. Ancak, cok yogun calistigim ( denetim sektorunde calisan bilir ) ve ayni zamanda da yuksek lisans yaptigim icin bu istegimi bir turlu gerceklestirme firsati bulamamistim. Taa ki, kariyerime bi sure ara verip Heidelberg'e tasinana kadar :)

Esim, yogun bir sekilde makalesi uzerinde calistigi icin, gezi arkadasi olarak canim annemi aldim yanima :)

Heidelberg'ten Bruksel'e ulasim olanaklarini arastirdigimda, trenin de otobusun de Bruksel'e 6 saatte ulastigini gordum.  Eger tren ile gitmek isterseniz aktarma yapmaniz gerekiyor. Aktarma arasinda, sogukta beklemek, benim gibi Mersin gunesinde buyumus bunyeler uzerinde aksilenmeye neden olabiliyor :)  Ve son olarak da otobus bilet fiyatinin tren bilet fiyatinin yarisi oldugunu gorunce, hic dusunmeden Bruksel biletimizi aldik. Gidis- donus 70 Euro'ya hem de! Avrupa'da birden fazla ulke gormek istiyorsaniz, otobus firmalarini mutlaka kontrol edin derim! Bizim kullandigimiz firma   Eurolines. (http://www.eurolines.de/de/startseite/) Avrupa'nin hemen her yerine seferi var.

6 saatlik otobus yolculugumuzun ardinda Bruksel'e vardik. Vardigimizda, saat sabah 6 civariydi. Merkez istasyona cok yakin olan, otelimiz B&B Nord Sud House'a geldik. Otelden inanilmaz derecede memnun kaldigimizi hemen belirtmek istiyorum! Sahibi Stephanie yetenekli bir ic mimar. Ailesinden kalan eski ahsap bir konagi karakteristik sekilde restore etmis. Dekorasyonuna bayildim! Ayrica, kahvaltisi muhtesem ve metro istasyonuna da yurume mesafesinde.

Biraz uyuyup dinlendikten sonra sehri kesfetmek icin hazirdik artik. Ilk olarak sehrin meydani 'De Grote Markt- La Grand Place''e geldik. 17. yy'de Fransa krali bu meydani bombalatmis. Ve yalnizca belediye binasi ( Hotel de Ville ) ayakta kalmis.  Daha sonra, sehrin ileri gelenleri meydani restore ettirmis ve meydan bugunku halini almistir. Belediye binasinin kulesinin tepesinde, sehrin koruyucusu olduguna inanilan 'Michael' isimli basmelek yer almaktadir.


Grote Markt ( Meydan )


Belediye Binasi ( Hotel de Ville )


Meydanda fotograf cektikten sonra, 'Iseyen Cocuk ' ( Manneken Pis) heykelini gormeye gidiyoruz.
Ancak, heykeli gordukten sonra hayal kirikligina ugramadim desem yalan olur. Bruksel'de gormeniz gereken seyler siralamasinda en ustlerde cikan Manneken Pis,  neredeyse sus havuzunu andiran mini minnacik bir heykel. Hikayesi ise soyle : Bir zamanlar bir baba, carsida oglunu kaybetmis. Ve oglunu bulursa, buldugu yere heykelini yaptiracagina soz vermis. Boylece, ' Iseyen Cocuk' heykelini yaptirmistir.

Iseyen Cocuk Heykeli




Iseyen Cocuk Heykeli'nin hemen ilerisinde Everard't Serclaes adli heykele rastliyoruz.  Belcika'nin lokal kahramanlarindan birine ait olan bu heykele dokunmanin sans getirilecegine inaniliyormus. Biz de dokunduk :)

Annem ve Everard't Serclaes :)


Iseyen Cocuk Heykeli'ni de gordukten sonra, meydanin hemen ilerisinde bulunan 'Galeries Saint Hubert' Pasaji'na giriyoruz.  Pasajin icerisinde, mucevherciden, cantaciya, cikolataciya kadar bir cok magaza var. Leonidas ile beraber Belcika'nin en unlu cikolatacilarindan olan 'Corne Post Royal' in hayran kaldim!

Galeries Saint Hubert Corne Port Royal 

Pasajin sonu, Rue des Bouchers'ye cikiyor.  Rues des Bouchers'ye girdiginiz zaman kendinizi adeta Nevizade ya da Cicek Pasaji'ndaymis gibi hissediyorsunuz! Istanbul asigi olan biri olarak tabi ki de bayildim buraya! :)

Rue des Bouchers

Belcika, cikolatalari, biralari, midye ve patatesleriyle unlu. Hepsine bayilmakla birlikte Chez Leon'un sarimsak soslu midyesi ile Leonidas'in makaronuna hayran kaldim! Aklima nefis tatlari geldigi icin, su an yazmakta zorlaniyorum, o derece :) Burayi aklimiza yazip, aksam tekrar gelmek uzere buradan ayriliyoruz.

Chez Leon


Muthis Lezzetli Sarimsakli Soslu Midye

Bruksel'in Nevizadesi, Rue des Bouchers'den ciktiktan sonra Notre Dame du Sablon Kilisesi'ne geliyoruz. Paris'teki Notre Dame Kilisesi'ne kiyasla oldukca kucuk.


Notre Dame du Sablon Kilisesi

 Burayi da gezip, gorulecek yerler listemizden cikardiktan sonra adalet sarayina dogru hareket ediyoruz. Binayi gordugunuz zaman, saray adini gercekten hakettigini anlayacaksiniz. Eger, o buyulu ani yok etmek istemiyorsaniz, sakin ola zihninizin burayi Istanbul'daki 'Avrupa Adalet Sarayi' ile karsilastirmasina izin vermeyin!


Bruksel Adalet Sarayi

Yemek yemek icin sabirsizlanirken son olarak Belcika Kraliyet Sarayi'na dogru yola koyuluyoruz. Saray, kraliyet ailesine ait, mimarisi muhtesem bir konak. Ancak, kraliyet ailesi burada kalmiyor.


Kraliyet Konagi
Nihayet midye yemeye Chez Leon'a geliyoruz. Muhtesem midyelerimizi yedikten sonra, sehri bir kez de gece gorelim diye meydana iniyoruz tekrar.

Fotograf Makinesinin Azizligine Ugrayan Anne & Kiz :)

 O gunun sukran gunu olmasi nedeniyle, o mukemmel cikolatacilarin ziyaretcilerine ucretsiz makaron ve sampanya ikram ettiklerini farkettigimizde, kendimizi cennete dusmus gibi hissediyoruz adeta :) O gece Leonidas'ta yedigim macaron'un tadi hala damagimda! Bu kadar lezzetlisini gercekten hicbir yerde yemedim. Ve evet, dogrudur; macaron'un tadi damagimdan gitmesin diye diger magazalarda ikram edilen cikolatalari yemedim! :) Yemekten fotograf cekmeye firsat bulamadim :)


Makaron yemeden hemen once :)


Ikinci gun enerjik bir sekilde uyanip kahvaltimizi yaptik. Ilk duragimiz Sablon'da kurulan ikinci el pazari idi. Bu pazarin ununu Bruksel'in mudavimi olan bir arkadasimdan duymustum. Pazarda cok guzel ahsap antika mobilyalar, porselenler ve camlar var. Eger, siz de benim gibi vintage tarzi unrunler kullanmayi seviyorsaniz bu pazara mutlaka ugramalisiniz! Yalniz, pazarlik etmeyi kesinlikle unutmayin! Abartisiz yari yariya indiriyorlar fiyatlari. Biz buradan cok iyi durumda, Ingiliz porselini yemek ve cay takimi aldik kendimize. Hem de inanilmaz uygun bir fiyata! Evimde goren herkes nereden aldigimi soruyor :) Bir dahaki sefere, sirf bu pazar icin araba ile gitme planim var!

Bruksel gezimizi Sablon'daki pazar gezimizle sonlandirip Bruges'e gitmek icin istasyonun yolunu tuttuk.   Bruksel icin 1,5 gunun yeterli oldugu dusuncesindeyim.

15 yorum:

  1. Güneş o kadar güzel anlatmışsın ki görmüş gibi hissettim. Tebrik ederim... Atilla Yıldırım NİŞASTA

    YanıtlaSil
  2. Hep merak etmişimdir midye nedir? Canlı bir şeymi? Deniz mahsulumu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deniz mahsulu evet. balik seviyorsaniz, kesin seversiniz :)

      Sil
    2. Balık seviyorum ama canlı yeyiliyorsa hiç sevmem :/

      Sil
    3. iki turlu de yenilebiliyor. kizarmis olanini denemenizi tavsiye ederim :)

      Sil
  3. merhaba,

    keşfettim geldim.
    keyifli bir blogun varmış.
    bana da beklerim.
    sevgiler.
    http://burcuaydn04.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba,

      cok tesekkur ederim burcu :) hemen geliyorum ben de :)

      Sil
  4. Çok teşekkür ederim canım, bebişim olduğu için bugünlerde çok güncelleyemiyorum ama instagramda daha aktifim, orayada beklerim! lezzetdansi adresim��❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bebisinle keyifli vakitler :) instagramdan kendi hesabimdan takibe aldim simdi seni simdi. bebisin de cook tatli masallah! :)

      Sil
  5. güzel bir blog:)

    uzaklara gidip göremeyenlerin keyifle okuyacağını düşünüyorum, benim gibi:)

    YanıtlaSil
  6. Merhaba,
    Gezi bloglarını ve gezmeyi çok severim. Sizler sayesinde gidemediğim yerlere gidiyorum. Bir arkadaşım Brüksel'den gelirken işeyen çocuk heykelinden getirmişti bana. Hala bakıp gülerim hikayesini sizden öğrendim ama teşekkürler. Bloğunuzu takibe alıyorum. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. cook tesekkur ederim :) ben de elimden geldigince, gezdigim yerleri tarihi ve hikayeleriyle anlatmaya calisiyorum :)

    sevgilerimle

    YanıtlaSil